21 Nisan 2017 Cuma

Bimağdur - Bölüm 2

Selam kaynatasızlar ,
Geçen gün yazmış olduğum Bimağdur’un birinci bölümü biraz ses getirmiş olmalı ki , arayan soran iyice çoğaldı . Ben maksadımı aşmadığımı düşünüyorum ancak bazı arkadaşlarım konudan rahatsız olmuşlar , onlara da hak veriyorum . Sonuç olarak hala aynı firmanın ekmeğini yiyen arkadaşlarım söz konusu , benim sözüm meclisten içeri kimse kusura bakmasın kim ne halt yediyse bedelini er yada geç ödeyecek ! Bu yüzden bu yazının serisine devam etme kararı aldım ve bana ulaşıp anlatmak istedikleriniz olursa blog sayfamın iletişim bölümünden yada twitter adresimden benimle iletişime geçebilirsiniz.

Gelelim 2.bölümün ana konusuna ‘’nasıl oldu da işler bu safhaya geldi ?’’

Bahsi geçen şirket  2012’nin sonlarına doğru EW mağazalarını satın alarak atağa geçiyor metre kare bazında yaklaşık  üç katlık bir büyüme gerçekleştiriyordu. Neredeyse sudan ucuza mal olan bu satın alma b*m*ks’in  giremeyeceği  yada vakti zamanında giremediği bölge ,avm , plaza gibi yerlerde büyümesine bu sayede pazarda söz sahibi olmasına , diğer rakiplerle daha kolay baş etmesine vesile oluyordu. Birde işin ticari boyutu olarak şirket hisseleri bir gece de yapılan büyük bir devralmayla tavan yapıyor, yatırımcı zevkten dört köşe oluyordu, söz konusu şirket sermayesine güç katıyordu. SPK’nın şuan bile akıl sır erdiremediği 4.5 tl’den 2011 yılında ki halka arzdan sonra ilk defa borsa da hızla yükselen hisseler ilginç bir şekilde üç ayda eriyip gidecek ve hiç kimse bu düşüşe dur diyemeyecekti. 

Detayları bu linkte bulabilirsiniz HABERİ OKUMAK İÇİN TIKLA !

Söz konusu satın almanın daha büyük bir satışa imza atılmak için yapıldığını bir çoğunuz işitmişsinizdir. B*m*ks’i   Amerikan bir şirketin satın alacağı şehir efsanesi olarak kalsa da ilk başlarda herkese mantıklı gelmişti. Ta ki  söz konusu şirket  Fransızların batmış olan Türkiye ayağı  DRTY  mağazalarını satın alıncaya kadar.O süre zarfında neredeyse açılan tüm mağazaların da franchise oluşu işin bir diğer ilginç tarafı.Tabi insanın aklına da gelmiyor değil hani bu kadar büyük satın almalar yaparken nasıl olurda şirket her sene kar açıklayıp satın almalar başladıktan sonra büyük meblağlarda zarar açıklamaya başlıyor ve SPK ‘’hop birader noluyoruz’’ demiyordu ?  Yada buna nasıl izin veriyordu.

B*m*ks Halka arzdan 85 milyon lira gelir elde ederken SPK’nın başında  şirketin kurucularından V.A vardı. 2011 nisan ayında 270 milyon lira piyasa değeriyle yapılan halka arzdan patronun cebine yaklaşık 22.5 milyon lira giriyor 4,5 tl’den halka arz edilen hisseler bir daha o rakamları göremiyordu.2012-2013 yıllarında yapılan satın almalar ve açılan mağazalar şirketin pazarda büyüdüğünü gösterse de 2016 ocak ayında şirketin değeri  195 milyon liraya geriliyordu. Nasıl oluyordu da metrekare bazında yaklaşık üç kat büyüyen bir şirket bu kadar değer kaybedebiliyordu ?

Cevap aslında çok basit gözükse de durum bahsedilenden çok daha karmaşık.Ben borsacı değilim ancak durum tespiti yapmak içinde uzman olmaya gerek yok . Mağaza sayısını artırarak, ürün gamını artırarak yada mağaza satışlarını artırarak borsada kazanabileceğiniz rakamları kıçınızı yırtsanız kazanamazsınız. Açın mynette bahsi geçen tarihler ve 2016 arasında ki hisse fiyatlarına bakın . 4,5tl’den halka arz olan bir şirket şuan yatırımcının kanını emmiş vaziyette 0,69 seviyelerinde gezmekte.Sadece halka arzdan birkaç ay sonra satılan rakamın yarı fiyatına hisseleri geri alıp yani 85 milyon liranın yarısı kadar daha kar elde  ederken , mağazalardan elde edilen kar borsada ki rakamların yarısına bile yetişemiyordu. İşin biraz arka kısmını incelediğimiz de asıl mağdurların sadece bizler olmadığını çok net görebilmekteyiz.

Asıl sorumuzun cevabına gelecek olursak , işlerin bu safhaya gelmesinde en büyük etkenin borsa üzerinden dönen bir sermayeyle  asıl işi olan perakendeciliği unutup , bu işin ağa babalarının yaptığı gibi  yatırımcısını sömürmesi ve pazarı takip edemeyip  dolara endeksli olan teknoloji marketlerinde kar marjını iyi hesaplayamadan , hediye çeki , b*para  vs  ile müşteri çekerek her yıl açıklanan karın aslında büyük kısmının müşteriye hediye çekiyle borçlanmak olduğunu görüyoruz.

Ortada öyle büyük cirolar gözükse de her yıl müşterisine yaklaşık 40 milyon lira b*para,hediye çeki vererek borçlanan bir şirketten bahsediyoruz. Hal böyle olunca 2016’da 148.7 milyon tl zarar açıklanıyor ve bu zararı kara çevirecek ne ürün nede bu ürünleri satacak insan bulamıyorsunuz. 

Olaylara kişisel yaklaşmak istemem ancak bu durumların ana unsurları yani baş kahramanlarını üçüncü bölüme saklıyorum , bu varyemezlerin yediği haltları tek tek size anlatacağım şimdilik benden bu kadar.

Kalın sağlıcakla.

''Onca nimet varken kul hakkı yemeyin! ''


ElifBa

‎" ölmek de sana benzer,
bir bakmışsın ki kalbimin o sesi saçların gibi,
küt kesilmiş.. "

olur olmaz bahaneler dolaşıyor ağzımda, altını üstüne getiriyor,
hangi zaman diliminde, ne zaman anılsan,
bahanelerin tamamı bir jilet gibi keskin.

kana boğulmak ve yağmura tutulmak ve yağmura tutunmak arasında,
üç büyük tutulmanın, adın ağzıma gelince en uzunu benim..
güneş, ay ve dilim..

bahaneler! diyorum sonra hepsi birer birer efendim derken,
hadi evinize gidin,
nikotinden bir sis çöker birazdan, burası kararır,
göz kapaklarım biraz daha gün yüzü diye dizlerime kapanır...

iyilik mi bilmiyorum senin bana yaptığın, 
nasıl bir büyüklük bu, nasıl ezilmek altında bu iyiliğin,
davetsiz geldin ve seni misafir yerine koymadan bir ömür kal diye,
kalbim sıkışıyor şimdi sana yer açmak için...

ölüyorum,
bu iyiliğini nasıl unuturum, bilmiyorum...

incelen şeyler kopacak diye korkmuyorum daha,
incele'miyorum,
mesela yüzün, o kadar ince gülüyorsun ki artık kırılıyorum.

sende kırılma fakat,
göz yaşını siliyorum diyerek gelen, yüzünü yontup gitmiş senin... 

sen..
mum kadar ömrüm olduğunu anladığın an, 
pencereleri kapatıp önce rüzgara önlem aldın,
ve korkmayayım diye karanlıktan, o incelen ipi yakıp giderken,
sana bağırıyorum, 
ben karanlığa aşıktım..

şimdi
mum 
söndü.

ey aşk,
kesilen parmağımı kaldırmadan konuşmam artık seninle..

konuşursam, kan dökülür bu ayetten, kan bozar,
yazdığım senin olsun..

elifbanın ilk üçünü alarak şimdi en başa,


elif be te se ni se vi yo rum...




17 Nisan 2017 Pazartesi

Bimağdur - Bölüm 1

Merhaba kaynatasızlar,

Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bir konuyu sizinle paylaşmak isterim.
Teknoloji perakende zincilerinin durumu malumunuzdur. T*kn*sa yetmişe yakın mağaza kapattı B*m*ks aylardır düzenli maaş ödemesi yapmıyor vs. vs. 

Bende bu teknoloji perakende zincirlerinin en güçlü halkalarından biri olarak anılan B*m*ks bünyesine Ocak 2012 ‘ de katıldım . Başlarda her şey gayet güzel gidiyordu. Klasik sat kazan mantığıyla yürüyen bir sistem haftalık kırkbeş saat çalış bir gün izin yap falan bildiğiniz AVM köleliği işte.Tabi bundan önce görüştüğüm V*T*N bilgisayarın skype üzerinden yaptığı  iş görüşmesini de ciddi manada traji komik bulduğumu belirtmek isterim.Göt kadar skype penceresinden ‘’kendinizi anlatırmısınız ? sizi yakından tanımak istiyorum ‘’ diyen insan kaynaklarını da bir kenara koymak lazım o orada dursun bir yere ayrılmasın.

Biz dönelim konumuza, Ocak 17'de B*m*ks bünyesinde çalışmaya başladım, başlarda her şey gayet güzel ilerliyordu ne yalan söyleyeyim yorulduğuma değecek paralar kazandım ( yiğidi öldür hakkını yeme).

Lakin altı ay sonra işlerin burada da çok çalışanın sikildiği bir ortam olduğunu anlamam çok üzün sürmedi . Kendimi ispatlamıştım ve haddinden çok fazla çalışıyordum (babamın hayrına değil tabi). Bu durum yöneticilerimin hoşuna gitmiş olsa gerek satış rakamlarımı hiçe sayarak beni patlak bir mağazaya gönderdiler. Neyse ki her ortama kolayca ayak uydurmamdan orayada kısa sürede adapte olup işleri yoluna koymuştum ki B*m*ks  bünyesine EW mağazalarını dahil etti. Eeee bizde mutlu olduk tabi çalıştığımız şirket büyüyor bize de kademeler açılıyor diye sevinirken birde bakmışız bir çok arkadaş gibi evlerimize 15-30 km uzaklıktaki EW'e mağazalarında görevlendirilmişiz(1 Haftalığına ) Mecbur gittik çalıştık şirketimiz büyüyor , şirket bizim , biz bir aileyiz nidalarıyla EWE’leri fethe gidiyoruz. Unuttuğumuz bir şey var tabiki biz satış danışmanları aslında kravatlı ameleleriz satış dışında her türlü ameleliği bize mazur görüyorlar. Sayımdı falandı derken yaklaşık bir ay izinsiz gece gündüz EW mağazalarının devir, ıvır zıvır işleri sürdü ki bu dönemde ‘’haklarınız ile birlikte devraldık’’ denilen EW çalışanları teker teker istifa etmeye başladı. Bulunduğum mağaza 2bin metrekarelik devasa bir mağaza tam rahatladık derken koca mağazada 3 yönetici 5 çalışan kaldık . Bir gün kasa, bir gün müşteri hizmetleri , bir gün notebook falan derken ebemiz sikildi. Bizi bir hafta diye gönderen yöneticilerimizden de ses soluk yok tabi.6 ayda orda eşşek gibi kullanıldık. Para veriyor ya ölene kadar becerecek işte kapitalist sistem.Güzel insanlarda tanıdık bu arada emekleri bizimle birlikte çalınanlar bir o kadarda gevşek insan tanıdık kendini orospu gibi pazarlayan.

Neyse ki istifa etmeden eski mağazama döndüm.Bu arada iş falanda bakıyorum yalan yok bu böyle sürmeyecek dedim kendi kendime. Her ne kadar biz aileyiz büyüyoruz falan desede şirket sahipleri anladık ki biz eşşek üniformamızda semer nereye dehlerseler oraya gideceğiz. Malumunuz iyi çalışıyorum ki arada yeni açılan mağazalara görevlendiriyorlar gidip ameleliğini yapıyoruz mağazayı açıp harika cirolar çıkartıyoruz sanki madalya takacaklar.Satış danışmanımıyız amelemi belli değil.İki gün uyumadan çalıştığımı biliyorum amatörlük hat safhada.

Tabi bu arada şirket hızla büyüyor EW muhabbeti bitmeden Türkiye ayağı batmış olan DRTY mağazalarını da bünyemize katıyoruz. Orada da bir mağaza sayımında görev aldım onu hiç anlatmıyorum bıraksanız tüm zincirleri satın alacaklar.

Neyse biz ameleliğe devam ediyoruz tüm hızıyla, Geçmiş dönem tam tarihi hatırlamıyorum, G.Antep’e gönderdiler bizi mağaza açmaya gittik. Her şey buraya kadar mükemmel amatörüz falan ama köpek gibi çalışıyoruz.İki gecede koca mağaza açtık , açılış akşamı şirkete çok kitlemeyelim diyerek ucuz bir lokantada yemek yedik arkadaşlarla ,  gecesinde zehirlendik.Sabahı zor ettim , sabah gözümü acilde açtım ağır bir zehirlenme geçiriyordum diğer arkadaşlar geceyi acilde geçirmişler onlarla da orada karşılaştık. Buraya kadar her şey basit bir zehirlenme gibi gözüksede , ben olayı anlatmak için açılış koordinatörünü S.Y şahsını aradım . ‘’Abi biz zehirlendik’’ dedim (patrona bile abi deriz , biz bir aileyiz sonuçta ) Nasıl oldu falan derken S.Y ‘’Serum bitsin mağazaya gelin’’dedi. Vicdanını siktiğim ! Hala içimde durur , ulan babanın mağazasımı kapat gel bir abilik yap . Ben o gün anladım ki abi bunlarda bildiğimiz yönetici , aileyiz falan hepsi ayak dümen.İki gün rapor alıp otelde yattım hiçbir yönetici gelipte demedi ulan öldünüz mü amk bebeleri ! Zor bela döndük evimize iki hafta tedavi gördük meğer ölümden dönmüşüz (amip)

Yine mağaza müdürümün babacanlığıyla devam ettim bu serüvene , daha bir çok hikaye var bunun gibi onları da bir başka yazımda ele alırız.O yüzden özet geçiyorum.

Ben dört yılımı verdim bu firmaya , ocak 2016’da işler kötüye gitmeye başlamıştı bile şirketin başına ….dan gelen oğul geçtiği günden ve iş yapan yöneticilerle yollar ayrıldığından beri adam kayıran yöneticilerin iyiden iyiye hüküm sürdüğü dönemlerde bugünün sinyallerini çoktan almıştık.Ancak elimizden hiçbir şey gelmedi daha çok daha çok sat dediler semeri sırtımızdan hiç indirmediler . Ben şahsım adına vicdanen rahatım. Dört yılda 6 mağaza da görev yaptım 3 Mağaza açtım paramın hakkını misliyle ödedim.Ancak vizyonsuz bu işin ilmini almamış bir sürü adama yönetici dedim durdum buda benim eksikliğim bir çoğunu adam sandım. 

İşler kötüye gitmeye başladığında önce çatlak sesleri susturmaları gerekti tabiki,
EW devir alındığında yaptıkları ve sendika naraları atanları susturdukları gibi.Önce her mağazada tanıdığı olan , onlara göre dedikoducu (bana göre ses getiren) kişilerden başladılar.Aylarca maaş vermedikleri gibi bizi insan yerine koyupta bir özür dileyip mağduriyetimizi giderme çabaları da hiç olmadı.Biz bir aileyiz naralarına devam edilip neredeyse borç para istendi insanlardan.Biz elimizden geleni yaptık bu şirketi ayakta tutmak için onca amatörlüğe onca haksızlığa rağmen. Keşke biraz utanmaları olsaydı.

Sonra da kalkıp her şeyi bitmiş sıfırı tüketmiş bir şirketin yöneticisi oturup sizinle pazarlık yaptığında aslında söylemek istediğim onca şey varken ben susmayı tercih ettim yıllarca ekmeğini yediğim kapıya hiçbir zaman ihanet etmek istemedim o gün bile. O durumda bile birilerine yalakalık olsun diye sizinle pazarlık etmeye kalkar insanlar birileri süperman olarak anılmak ister çünkü . Eyvallah dedik bizde , hakkımızı verin gidelim bu işkence bitsin diye .Lakin oda olmadı vasıfsız adamlarla muhattap olduk ne şirketi kurtarabildiler nede bizi. 

3 ay maaş alamamanın ve bankaların ısrarlı tehditlerinin acısı bir yana dursun. Yıllarca emek verdiğim neredeyse bölgesinde ki her mağazasında tozunu yuttuğum şirket gözlerimin önünde batmak üzereyken , vicdanını siktiğim bir müşteri çıkıp ‘’ B*m*ks sizin gibi elemanlar yüzünden battı’’ demesi üzerine ihtar çektim ben dört yıllık emeğime.İnsanlar o kadar acımasız ki sizi bu sisteme köle ediyor sonra da iliğinize kadar sömürüp bir kenara kolayca atabiliyor. İşin aslını kimse bilmiyor olsada aslına binayen bu çöküşün ticari boyutunu bir ara anlatmak isterim dinlemek isteyene . Şuan ilk davamız görüldü ve bir sonraki mahkemeyi bekleyeceğiz daha detaya girmek istemiyorum çünkü olay adli makamlara intikal etmiş durumda aslında işin diğer boyutları daha da karmaşık bunları da mahkeme sonuçlanınca açıklamaktan hiç çekinmem. 

Elbet bu yazdıklarımı da değerli şirket sahipleri de okuyacak ve uykuları kaçacaktır , şuan verdiğiniz yaraları kapatmakla uğraşıyorum aynı zamanda psikolojik tedavi görüyorum sayenizde. Düşünün ki 28 yaşında bir adamım bir Allah'ın kuluna bir kuruş borcu olmayan bir ben sizin yüzünüzden bankalarla icralık olup uykularım kaçtı .Size tek diyeceğim bu yazdıklarımı okuyor iseniz , VİCDANINIZ SIZLASIN sadece çünkü inşallahla, maşallahla , lafla peynir gemisi yürümüyor. Vizyonunuz sığ çünkü.
Sizi büyüten ananızın ak sütü ne kadar helalse , sizin büyümeniz için emek veren çalışanlarınızın alın terleri de bir o kadar kutsaldır. Siz bu emekleri hiçe saydınız şuan hala bir sürü arkadaşımı mağdur etmektesiniz. Sizi ALLAH’a havale ediyorum. Adalet er  yada geç tecelli edecektir bundan hiç şüpheniz olmasın.

Binlerce mağdur arkadaşıma da buradan selam olsun , gün birlik olma günüdür, sesiniz dünden daha gür çıksın bugün.Çünkü bizler birer emekçiyiz bizim ahımız kimsede kalmaz.

Kalın sağlıcakla.

‘’Onca nimet varken kul hakkı yemeyin’’



15 Nisan 2017 Cumartesi

Nikah Kıymıyoruz.

Merhaba kaynatasızlar,

Uzun zamandır yazmıyordum diyorlarmış ki ‘’öldü’’  söyleyin onlara kral geri döndü  ;)
şaka lan şaka klişe laflardan uzak durun sizi basit gösterir. Lafı uzatmadan  gelelim gündemde ki konuya .

Malumunuz 15 temmuz  gibi kimsenin istemeyeceği bir  darbe girişimini atlattık hemen ardı sıra ‘’Başkanlık’’ sistemini  dayattılar hepimize . Malumunuz dedim ya medya maymun olduğu için bu ülkede gündem aylardır hiç değişmedi.  O sırada binlerce kişi tutuklandı , binlercesi açığa alındı binlercesi hala içimizde dolaştı falan derken Türk askeri  Suriye’ye girdi.Şehitler verildi , canımızdan canlar gitti , Türk ordusunu  15 temmuz gecesi tekmeleyenler  vatansever oldu Kerkük’e 82 plakası bile verdiler.Ne oldu sonra  İŞİD’ten temizledik dediğimiz bölgeler  öz kankamız Barzani yönetime devredildi operasyon bitti. Tabi  Türk medyası bunların bir çoğunu yazmadı , yazamadı. ‘’Ne zaman yazdı ki ?’’ diyenleri duyar gibiyim. Arada Almanya’ya Hollanda’ya falanda giydirdik hani şu göt kadar toprağı olup milyar dolarlık ekonomisi olan sikimsonik Avrupa ülkeleri var ya hah işte onlara . Alayına salladık çok hoşumuza gidiyor bir ara Rusya ve İsraile sallayıp sonra  kanka olduğumuz gibi . Severiz biz millet olarak böyle şeyleri hep aklımızın bir kenarında ‘’bizi sevmiyorlar , büyümemizi istemiyorlar’’ falanlar filanlar dolaşıp durur , paranoyak bir milletiz.Hiç kendimize sormuyoruz  ‘’amk ne büyümesi ? ülke büyüyor da benim cebim mi delik ? ‘’ diye . Sonrada bunlar Amerika ‘ nın oyunu  ‘’benim adım tatar ramazan ben bu oyunu bozarım ‘’ nidalarında oturduğumuz yerden sallıyoruz sarı kafa Trump’a. Okumuyoruz , araştırmıyoruz medya neyi koyuyarsa önümüze onu yiyoruz. Sosyal medya kullanıyoruz sözüm ona önümüze gelen her bi haltı paylaşıyoruz yorum yapıyoruz. Ama bir çok şeyi es geçiyoruz.Hollanda'da oturup Hollandayı protesto eden akrabalarım gibi :D  harbi devreler yanık bizde Mercedes'e biniyor amk Almanyasında ordan buraya sallıyor arkadaş senin aldığın maaş dolar bizim ki tl kardeş bizde o kadar göt yok senin anlayacağın ondandır susuyoruz.İşsizlik maaşının 980 avro olduğu sözüm ona dize getirdiğimiz Hollanda'yı protesto falan etmek bizim değil sizin haddiniz.Sallamayalım oturduğumuz yerden Allah daha çok versin de Vatan topraklarına da beklerim sizleri . Konuyu çok dağıttım çünkü aylardır kafam ciddi manada çok bunaldı bu tarz konulardan birilerine birşeyler anlatmaktan bir şeyleri ispatlamaktan yoruldum ama vicdanen rahatım umarım Milletimin bekası ve özgürlüğü için Hayırlısı olur.

Siyasi görüşünüz , yaşam felsefeniz , hayat kaygınız ne olursa olsun BİR MİLLET olabilmek için tek bir adamın  yada çok sevdiğiniz bir kişinin çıkarlarından önce , komşunuzun , akrabanızın, dostunuzun , iş arkadaşınızın kısaca milletinizin çıkarlarını gözetmeniz kimsenin ‘’YANLIŞ’’ yapıyorsun diyebileceği bir olgu değildir ve buna herkes ‘’SAYGI’’ duymak zorundadır. Yıllardır  Galatasaraylısı , fenerlisiyle , fenerlisi Beşiktaşlısıyla , Beşiktaşlısı Ankaragüçlüsüyle kavga etti durdu , içlerinde farklı dinde farklı dilde farklı siyasi görüşte olanlarda vardı ama hepsinin tek bir gayesi tuttukları takımlarıydı. Holiganizme karşıyım bu dediklerim yanlış anlaşılmasın. Anlatmak istediğim hepsi tuttukları takımın çıkarlarını menfaatlerini güttüler kol kola birlikte.16 Nisan bir milad olacak TÜRK MİLLETİ için siyasi görüşlerimizi , etnik kökenlerimizi  , bir kenara bırakıp , yarını ve yarından sonrasını düşünüp hayat kaygımızla vicdanımızla ‘’OY VERELİM’’. Bu bir siyasi parti seçimi değildir  bunu aklımızdan çıkarmayalım. 15 Temmuzda tuttuğumuz DEMOKRASİ nöbetlerini ,  Cumhuriyet için verdiğimiz şehitlerimizi unutmayalım. Yarın bizde ‘’Kandırıldık’’ demeyelim - akli selim davranıp ülkemizin bekası milletimizin dirliği için ne gerekiyorsa onu yapalım.

Velhasıl kelam önce sevdiklerimize sonra ‘’oylarımıza’’ sahip çıkalım.

Kalın sağlıcakla.