12 Şubat 2018 Pazartesi

Unutuyorum ama , bazen ...

o kadının unuttuğunu biliyorum artık,
hem o kadın, hiç düşünmezdi kendini , gerçi o bunu bilmiyordu.
olduğu gibi kendini, içimde unutmasına ben de kızdım tabi.
ama buna ben izin verdim.
ulan ne çok babama benzedim,
hem izin verip hem kızıyorum.
o kadar olmaz be dedim,
yuhh sana dedim,
zaten ben hep derim.
ama artık önemsemiyorum, dediklerimi de unutuyorum iki dakika sonra...
bu kadının yüzünden hakim bey...
ne hakimi yahu, neyse.
ne demiştim?
ha demiştim ki , zaten ben hep derim böyle...

iki kadeh rakı ile akordunu yaptıktan sonra gırtlağımın,
tahtası çürük kemanda kendi kendine bir şeyler söylemeye başlıyor.
ona da kızarım, eşlik ederim .
hatta iki kadehin üstüne meze olsun diye ,
şarkı bile söylerim.
kavga ederiz bazen şarkı beni söyler,
ki bazıları var arasında dinime imanıma bile söver.
üstümü başımı yırtar bazen de şarkılar.
üçüncü kadehe saygısızlık olmasın diye,
gider üstümü başımı değiştiririm ben...
kollarımı kaldırırım ve yüzümü eğerim yere doğru,
boynu dar yoksa giyemiyorum kazağı.
yere takılır gözlerim bir süre, yere atılırım.
o halı,
halı desenleri,
garip şekiller,
bu halıyı ne zaman almıştım ben?
dedim ya unutuyorum,
sen bu halıya mı basarak gitmiştin?
kollarımı indiriyorum kaldırdığım yerden,
kaldığım yerde kolumu da unutabiliyorum...
ulan sen yoksa bu kapının mı kolunu kırdın giderken?
duvardaki saatte ne garip bu aralar,
bazen o salak da bana benzemeye çalışıp unutuyor kendini.
hep aynı yerde takılıp kalıyor,
sen o saatte mi gittin? hatırlamıyorum ki...
dedim ya ben de takılıp kalıyorum yere.
kafamı vurduğumdan olsa gerek hatırlamayışım...
bazen ayağımı takıyorum telefon kablosuna, sesin düşüyor.
bazen de seninkilerin dizini kırıp sesine takıyorum ayağımı,
en azından benimkiler senden daha yavaş gidiyor,
birden gitti mi sesin, sesim kesiliyor,
sonra onu da unutuyorum ya neyse, saçmalık bu...


kalkıyorum zar zor,
ayakkabılığa bakıyorum sonra, buradan mı aldın sen ayakkabılarını?
ben yalın ayağım da bu ayakkabılık bile sarhoş olmalı...
almış üzerine bir sürü ayakkabıyı giymeye çalışıyor, vay salak vay!
o öyle mi olur hiç dedim hepsini attım üzerinden.
bizim mahalle buna cinnet diyor, anlamıyorlar!
ayakkabılık bile bana benzemiş, bir sürü bağ dolamış boynuna intihar ediyor...
ki ben bunu onun yüzüne de söyledim, bak yavrum! birden fazla intihar gerçekten giyilmiyor.
neyse işte kadın bazen sarhoş oluyorum , elimde değil...
kısık sesli küfürler ediyorum , kemanlar şarkılar hep birlikte kor oluyoruz,
akordu yapabildiğim zaman koro olduğumuz da oluyor,
ama merak etme iyiyim sevgilim, anormal bir durum yok.
içiyorum bildiğin gibi... 
bilmediğin gibi sarhoş oluyorum,
bazen açamıyorum rakı şisesini ve kendimi,
şişeyi kafasından bıçaklarken yakalıyorum...
kendi kendime kumar bile oynuyorum artık...
herşeye bir kulp bulmuyorum,
intihar etmeyi falan da bıraktım...
kumar blöf işi sevgilim,
söyle bakalım ne var elinde,
beni elinde as!
neyse bazen bir iki harf de unutuyor olabilirim,
benim elimde as var,
ulan bak yine unuttum!
benim elimde aşk var!
-heh, oldu...

gülme, biliyorum kaybedeceğim...
hem ben bazen kaybettiğimi bile unutuyorum...
unutuyorum ama, bazen ...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder